Ticarette ve enerjide Türkiye - Suriye
 
 

Şimdi Suriye’ye yatırım zamanı …

Vize kalkınca Suriye, Türk girişimcisi için en cazip pazarlardan biri haline geldi. İşte yatırımcılara tavsiyeler.

 

Gümrüksüz ticaretin yanı sıra birçok yatırım teşviki söz konusu. Yatırım düşünenlere Halep, ticaret yapacaklara ise Şam öneriliyor. Sınır illeri ise turizm ve alışveriş için daha uygun ...

 

Suriye ile siyasi alanda başlayan yakınlaşma, ticari ilişkilere adeta doping etkisi yaptı. Bu ülkenin adı yakın zamana kadar sadece sınırdan yapılan kaçak ticaretle anılıyordu. Oysa bugün Türk şirketlerinin gözdesi haline gelmiş durumda.

 

Evet, Suriye’nin yatırım cazibesi günden güne artıyor. 2002’ye kadar 750 milyon dolar seviyelerinde olan ve hep Türkiye’nin açık verdiği dış ticaret, bu tarihten itibaren Türkiye lehine artışa geçti. 2009 yılının 11 ayı itibariyle 2 milyar dolara ulaşan karşılıklı ticaretin, önümüzdeki 3 yılda yıllık 5 milyar dolara ulaştırılması amaçlanıyor.

 

Bu gelişmede kuşkusuz Türkiye’nin dış politikasındaki değişiklik rol oynadı. İki ülkenin siyasi liderlerinin karşılıklı ziyaretleri ekonomik ilişkilerin de önünü açtı. Keza bu görüşmelerde birçok önemli anlaşmaya imza atıldı. Örneğin 2004 yılında imzalanan serbest ticaret anlaşmasıyla, iki ülke arasındaki gümrük vergisi bazı mallarda sıfırlandı. Bazı mallarda da kademeli olarak azaltılması, nihayetinde de sıfırlanması planlanıyor.

 

Diğer iki önemli anlaşma ise çifte vergilendirmenin önlenmesi ve yatırımların karşılıklı teşviki ve korunmasına yönelik. Ayrıca son dönemde toplu konut, sivil havacılık, turizm ve sağlık gibi alanlarda 50 işbirliği anlaşması imzalandı.

 

Ticari ilişkilerin yasal altyapısını oluşturan bu anlaşmalar dışında, son dönemde vizenin kaldırılması ve tek gümrük kapısı planı, Suriye’ye hem mal satmayı da hem de bu ülkede yatırım yapmayı cazip hale getiriyor.

 

DIŞA AÇILMA 2000’DE BAŞLADI

Aslında 2000’li yıllara kadar Suriye ekonomisinde kamunun ağırlığı hakimdi. Bu yönüyle de merkezi bir ekonomi özelliği gösteriyordu. Ancak Suriye bu tarihten itibaren kamunun ağırlığını azaltmaya ve rekabet gücünü artırmaya yönelik reformlar başlattı. Serbest piyasanın gerektirdiği düzenlemeler için 5 yıllık bir plan uygulamaya konuldu. Birçok sektördeki yatırımları artırma kararı alan hükümet, yabancı yatırımların ülkeye çekilmesini öncelik olarak belirledi. Bunun için hem bölgedeki ülkelerle hem de Avrupa Birliği (AB) ile ortaklık anlaşmalarına imza atıldı. Söz konusu reformlar arasında tüketiciyi koruma, uluslararası tahkim, rekabet ve anti-tröst yasaları ile yabancı yatırımcıların emlak satın almalarına imkan veren arsa geliştirilmesi ve yatırımı alanındaki düzenlemeler de bulunuyor ...

 

NE ALIP NE SATIYORUZ?

Suriye’nin ithalatında Avrupa ülkelerinin payı giderek azalıyor. Buna karşılık Asya ve Ortadoğu ülkelerininki artıyor. Önde gelen tedarikçi ülkeler sırasıyla Çin, İtalya, Rusya Federasyonu, Almanya, Ukrayna, Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır, Hindistan ve Güney Kore ... Suriye’nin 2008 yılı itibariyle ihracatı 12 milyar, ithalatı ise 14 milyar dolar civarında.

 

Suriye’nin ihracatında en önemli ürünleri ham petrol, meyve - sebze, tekstil ve pamuk oluşturuyor. Ham petrol, yüzde 40.9, tekstil ve pamuk yüzde 18.6 paya sahip. İthalatta ise petrol ürünleri, makine ve ulaşım ekipmanları, gıda, canlı hayvan, metal ve metal ürünleri ile kimyasallar başı çekiyor.

Türkiye’nin Suriye’ye ihraç ettiği başlıca ürünleri çimento, elektrik enerjisi, izole edilmiş tel, kablo, diğer izole edilmiş elektrik iletkenleri, fiber optik kablolar, petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar, sentetik devamsız lifler, plastik tüpler, demir-çelikten inşaat ve aksamı, demir-çelik çubuklar, borular ve hortumlar oluşturuyor. Bu listeye son dönemde beyaz eşya, mobilya, elektronik eşya ve otomobil de eklendi. Özellikle turizm, gayrimenkul, alışveriş merkezi yatırımı gibi alanlarda işbirliği arayışı sürüyor.

 

Suriye’ye yönelik ihracatta son dönemde en fazla artış tarım ürünlerinde kaydedildi. Özellikle 2007 yılında yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşmasından sonra bu ülkeye yönelik tarım ürünleri ihracatının 11 kat artış kaydettiği dikkat çekiyor.

 

CAZİP SEKTÖRLER BELİRLENDİ

Türkiye’nin Şam Ticaret Müşavirliği, Suriye’de Türk yatırımcılar için cazip sektörleri ve iş alanlarını belirlemek için çalışıyor. Müşavirlik, bu doğrultuda Suriye’nin önde gelen 100 işadamını tanıtan bir katalog hazırladı. Bu katalog aynı zamanda Suriye’de işbirliği yapmak isteyen Türk şirketlerine Suriyeli partner bulmaları için yardımcı olacak.

 

Şam Ticaret Müşavirliği’nin Türk yatırımcılar için belirlediği cazip sektörler ve iş alanlarına gelince... Yol, liman, havalimanı ve altyapı inşaatı; otel, ofis, konut, alışveriş merkezi ve hastane inşaatı ve işletmeciliği; her türlü inşaat malzemesi üretimi ve özellikle toptan satışı karlı görünüyor. Özellikle de yapı marketçiliği, otomotiv yan sanayi dahil her türlü makine ve parçası üretimi ve satışı, elektrik, elektrikli ev aletleri ve elektronik üretim ve satışı öneriliyor.

 

Müşavirliğe göre, elektrik sektöründe ciddi yatırımlara ihtiyaç duyuluyor. Örneğin jeneratör, transformatör, regülatör, güneş ve rüzgar enerjisinden elektrik üretimi, güneş enerjisinden ısınma sistemleri, modern ev ve ofis mobilyaları üretimi ve satışı, gıda üretimi ve toptan satışı... Söz konusu sektöre ciddi korumalar sağlanıyor. Bu da bölgeye giden Türk firmalarının kalıcı olabilmesi açısından oldukça önemli.

 

Suriye’de hangi sektörlerin yatırım avantaj ve teşviklerinden yararlanacağı, 2007 yılında çıkarılan kanunla belirlenmiş durumda. Buna göre, şu projeler vergi muafiyetinden ve diğer teşviklerden faydalanabiliyor:

 

Tarımsal ve toprak ıslahı projeleri, endüstriyel projeler, taşımacılık projeleri, iletişim ve teknoloji nitelikli ICT projeleri, çevreyi ilgilendiren projeler, hizmet projeleri, elektrik, petrol ve madencilik projeleri ...

 

Özelleştirme kapsamında petrol, finans, çimento, otelcilik ve enerjiye yönelik özel sektör yatırımları da artıyor. Bu sektörlerdeki özelleştirmelerin yakın bir gelecekte gündeme alınması bekleniyor.

 

YATIRIMCIYA ÖNERİLER

Suriye’yle iş yapmak isteyen, bu ülkede yatırım planlayan firmalar, öncelikle Gaziantep Ticaret Odası bünyesinde faaliyet gösteren Suriye Ticaret ve İrtibat Ofisi veya Şam Ticaret Müşavirliği’ne başvurabilir, buralardan bilgi ve danışmanlık hizmeti alabilir. Gerek Suriye İş Konseyi, gerek Şam Ticaret Müşavirliği yetkilileri girişimcilere şu ortak önerilerde bulunuyor : “ Bağlantılarınızı mutlaka sözleşmelere bağlayın. Sözleşmede yazmayan hiçbir ek ödemeyi alamayacağınızı unutmayın. Bazen müteahhitlerimizin fiyat farkı veya yapılan bir iş için ek ödeme talepleri olabiliyor. Ancak Suriye kanunları ve uygulamaları buna müsait değil. Türk firmaları yapabileceği taahhütlerin altına girmeli ve yerine getirebileceği sözleri vermeli. Ayrıca bazı tüccarlarımız Türkiye’de açık hesap çalışmadıkları halde Suriye’ye teminat veya akreditif olmaksızın satış yapabiliyor. Bu durumda alacaklarının tahsilatında sorun yaşayabiliyor. Ayrıca Suriye’de ihalelerde inceleme ve karar süreçleri çok uzayabiliyor. Firmalarımız tekliflerini verirken bunları da göz önünde bulundurmalı. ”

 

Diğer yandan, Suriye’ye mal satmak isteyen tüccarlar yani ihracatçıların da dikkat etmesi gereken pek çok konu var. İşte tüm bu konular Türkiye’nin Şam Ticaret Müşavirliği tarafından belirlendi. Buna göre, genelde Suriyeli işadamları ithalatlarını kendi kaynakları ya da kendi kredi olanaklarıyla finanse ediyor. Özel sektörle yapılacak sözleşmeler kişisel bazda oluyor. Yani hükümetten her hangi bir müdahale görmüyor.

 

İthalatta, tüm belgeye dayalı işlemlerin Suriye Ticaret Bankası’nda açılacak akreditife göre yapılması gerekiyor. Banka, ithalatçıdan işlemin yüzde 100’ünü kendi kaynaklarından ya da ihracattan elde ettiği fonlardan karşılamasını istiyor. Suriyeli ithalatçılar proforma faturaya ve konşimentoya ödeme koşullarını belirten hükümlerin konmasını istiyor. Bu durumda, ithalatçı, offshore bankası kanalıyla peşin ya da akreditif yoluyla ödeme yapıyor ve konşimento daha sonra Suriye Ticaret Bankası’na gönderiliyor.

 

Dolayısıyla Türk firmalarına, gecikmiş ödemelere karşı dikkatli olmaları ve vesaik mukabili ödeme yolunu kullanmamaları tavsiye ediliyor. Çünkü ihracatçının bu tür işlemlere karşı hiçbir korunması bulunmuyor. İthalatçı, mallar yüklendikten sonra bile sözleşmeden vazgeçebilir. Suriyeli ithalatçıyla tatmin edici bir ilişki kurulana kadar Türk firmalarına mallarını peşin ödeme ve gayri kabili rücu akreditif açtırmak suretiyle göndermeleri tavsiye ediliyor.

 

KAMU İHALALERİ ÖNEMLİ FIRSAT

Şam Ticaret Müşavirliği’nden aldığımız bilgiler, iki ülke arasındaki ticaretin kompozisyonun değiştiği, ticarete konu madde sayısının arttığı yönünde. Ancak müşavirliğe göre, ticaret hacmi henüz tatmin edici noktada değil. Ekonomik ve ticari potansiyeller ile göstergeler mukayese edildiğinde, Suriye’nin dış ticaret hacminin tamamının bile ülkemizle gerçekleşmesi mümkün. Örneğin, ilk bakışta tarım ve tekstil alanında iki ülke birbirine rakipmiş gibi görünüyor. Oysa iki ekonominin birbirini tamamlayıcı yönü daha ağırlıkta. Hızla gelişen ilişkilerin kalıcı olması için her iki tarafta hem irade hem de kültürel altyapı mevcut. Kısa vadede ticaret hacminin artması için özellikle kamu alımlarına önem verilmeli. Keza Suriye’de hala ihale yöntemiyle gerçekleştirilen kamu alımları önem arz ediyor. Yine ilk sıralarda yer alan ihraç ürünleri de kamu kuruluşlarının tekelinde. Makine ve ekipmanlar, sulama sistemleri ile sağlık araç ve gereçleri, binek ve yük araçları ile bunların aksam ve parçaları diğer hedef ürün alanları ...

 

Suriye’de hala birçok ürünün doğrudan ithali yasak. Bu yasak ürünlerin çoğu ise ülkemizin ihracatında lokomotif işlevi gören sektörlere ait. Söz konusu yasakların kaldırılması ya da azaltılması ihracatımızı, dolayısıyla ticaret hacmini olumlu etkileyecek. Bu arada Suriye, 2015 yılına kadar kamu eliyle 50 milyar, özel sektör aracılığıyla ise 22 milyar dolarlık yatırım planlıyor. Yatırım portföyünde müteahhitlik, altyapı, enerji, turizm ve ilaç gibi sektörler öne çıkıyor.

 

300 MİLYON $’LIK TÜRK YATIRIMI

Suriye’de yatırım yapan Türk firmalarının sayısı da giderek artıyor. Şam Ticaret Müşavirliği verilerine göre, Suriye’de resmi olarak yaklaşık 300 milyon dolar tutarında Türk yatırımı bulunuyor. Ancak buna dahil olmayan özellikle Halep ve çevresindeki Türk yatırımlarının da etkisiyle bu rakamın 3 katı büyüklüğünde bir Türk yatırımının olduğu tahmin ediliyor.

 

Türk yatırımları, Suriye’de tutar açsından ikinci, yatırım sayısı itibariyle ise birinci durumda. Türklerin özellikle Halep ve çevresinde tekstil ve konfeksiyon yatırımları dikkat çekiyor. Ancak bu yatırımların çoğu resmi istatistiklerde yer alamıyor.

 

Suriye’deki önde gelen Türk yatırımları arasında; Güriş’e ait 2 çimento fabrikası (Rakka ve Kamışlı), Dedeman Grubu’na ait 3 otel (Şam, Halep ve Palmeria), Anadolu Grubu’na ait ve yatırım aşamasında olan Coca-Cola İçecek dağıtım organizasyonu, Akteks’e ait 2 tekstil fabrikası (Halep) ve Suriye-Türkiye Ticaret Merkezi’ne ait 2 tekstil fabrikası (Halep) göze çarpıyor. Yine Halep’te aynı merkeze ait plastik fabrikası ise yatırım aşamasında.

 

Şam’da Aslan Makine’ye ait bir deri makinesi fabrikası var. Suriye’de Emsaş İnşaat, İzopoli, Mescioğlu Mühendislik, TPIC-TPAO, THY, Jet Turizm, Has Turizm, Özhan Turizm, Güney Turizm, Ortadoğu Alüminyum, Karpen, EAS Elektronik gibi Türk firmaları da faaliyet gösteriyor.

 

“TÜRK MALI” İMAJI ÇOK İYİ

Türk-Suriye İş Konseyi Başkanı Ruhsar Pekcan, aynı zamanda Suriye’ye altyapı malzemeleri tedarik eden Karon Mühendislik’in ortaklarından. Pekcan, iki ülke arasındaki ticaretteki hızlı artışta, Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümetin komşu ülkelerle yakın ilişki kurmaya önem vermesi ve bu doğrultuda serbest ticaret anlaşması imzalamasının rolüne dikkat çekiyor. Bu konuda dönemin Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen olmak üzere siyasilerin çabasını hatırlatıyor.

 

Suriye’yle gümrüksüz ticaretin başladığının ve dış ticaret hacminin hızla büyüdüğünün altını çizen Pekcan’a göre, Suriye’de Türk malı imajı çok iyi durumda. Bunun sebebi ise Suriye pazarına ilk giren Türk markalarının doğru işler yapması. Oysa örneğin, Türk Cumhuriyetleri’nde aynı durum söz konusu değil. İlk giren firmalar yanlış işler yaptığı için sonradan gelenler kendilerini kabul ettirmekte zorlandı. Suriye’de ise Türk malı kalitesiyle güven veriyor. Suriyeliler Türk malının kalitesine güveniyor. Yani bu pazarda Türk markaları kalıcı olma özelliği gösteriyor. Nitekim Suriye’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında Türkiye son dönemde 9’uncu sıraya yükseldi. Türkiye de Suriye’nin en çok ihracat yaptığı 5 ülke arasına girdi.

 

ARAP ÜLKELERİNE GÜMRÜKSÜZ İHRACAT

Ruhsar Pekcan, Suriye’deki Türk firmalarının daha çok tekstil, gıda, altyapı, ulaştırma, çimento, tarım, turizm ve inşaat gibi alanlarda yoğunlaştığını söylüyor. Romanya’da 10 bin Türk firmasının faaliyet gösterdiğini hatırlatan Pekcan, Suriye’de de bu seviyeye ulaşılabileceğini düşünüyor.

 

Suriye, 2005 yılında birçok Arap ülkesiyle serbest ticaret anlaşması imzalamıştı. Pekcan, bu sayede Suriye’de yatırım yapan Türk firmalarının diğer Arap ülkelerine de gümrüksüz ihracat yapabileceğine vurguluyor. Ayrıca Suriye’de ürettikleri sanayi ara malını gümrüksüz olarak Türkiye’ye ithal edebilecekler.

 

Pekcan, iki ülke arasında vizelerin kalkmasının önemini ise şöyle değerlendiriyor : “ Sınırdan geçen kamyonların sayısı arttı. Halep’ten Mersin’e tren seferleri konuldu. THY, Şam ve Halep uçuşlarını artırdı. Suriye, Avrupa uçuşlarını Türkiye üzerinden yapmaya başladı. Bu sayede Suriyeli ve Avrupalı turistler Türkiye’de de alışveriş yaparak ülkemize para bırakmaya başladı. ”

 

DARDARİ PROJELERLE GELİYOR

Suriye Başbakan Yardımcısı Abdullah Dardari, bu ay içinde beraberinde çok sayıda işadamı ve çantasında çok sayıda projeyle Türkiye’yi ziyaret edecek. Suriye’de tarım, tekstil, AVM, sanayi ve gayrimenkul alanlarındaki projeler için Türk firmaları tercih ediliyor. Ancak Pekcan da bu ülkede iş yapan Türk firmalarının işlerini mutlaka sözleşmeye bağlamalarını öneriyor. Ödemeyle ilgili teminat almalarının riski azaltacağını dile getiriyor. Suriye’de son dönemlerde sıkça gündeme gelen yatırım pastasına dikkat çeken Pekcan, bunlar arasında havalimanı ve limanların rehabilitasyonu, kuzey-güney, doğu-batı otoyollarının yapımı ve 300 bin toplu konut inşaatı ile enerji santral projelerinin bulunduğunu hatırlatıyor.

 

SINIR TİCARETİNDE GAZİANTEP LİDER

Türkiye-Suriye ilişkilerinde sınır ticareti hayati önemde. Keza Suriye’nin Türkiye ile 877 kilometre uzunluğunda kara sınırı bulunuyor. Bugüne kadar sadece kaçakçılıkla anılan sınır ticareti için iki ülke arasında bölgelerarası işbirliği programı kapsamında Suriye Ticaret ve İrtibat Ofisi kuruldu. Gaziantep Ticaret Odası bünyesinde faaliyet gösteren irtibat ofisi, yatırımcılara ve bölgedeki girişimcilere yol gösteriyor. Suriye tarafında da Halep Ticaret Odası bünyesinde yine bir ticaret ofisi bulunuyor. Tabii ki işlevi aynı.

 

Suriye Ticaret Ofisi verilerine göre, Gaziantep’ten Suriye’ye satılan mallar arasında pamuk, sentetik ve polipropilen iplik, makine halısı, çimento ve toprak ürünleri, dokunmamış kumaş, elyaf, ayçiçeği yağı, bulgur, kimyevi maddeler, şeker ve mamulleri, makine ve aksamları başı çekiyor. Net rakamlara ulaşmak mümkün olmamakla beraber, Gaziantep’ten Suriye’ye ihraç edilen ürünlerin yaklaşık yüzde 80’i Halep bölgesine gidiyor. Suriye’de yoğunlukla ticaret yapılan iller, ülkenin nüfusunun büyük kısmını oluşturan Şam ve kıyı hattındaki Halep, Hama, Humus ve Lazkiye...

 

Suriye’den Türk mallarına yönelik talepte başı beyaz eşya, mobilya ve tekstil ürünleri çekiyor. Ayrıca çimento, itfaiye malzemeleri, beton karıştırıcılar, mermer ve diğer inşaat malzemeleri de talep görüyor.

 

Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birliği verilerine göre, bölge illerinden Suriye’ye 2009 yılında yaklaşık 178 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Bu miktarın 121 milyon dolarlık kısmını Gaziantep ilinden yapılan ihracat oluşturdu. Buna göre, Gaziantep’in toplam bölge ihracatındaki payı yüzde 68 dolayında oldu. Suriye Ticaret Ofisi Koordinatörü Emin Berk’in verdiği bilgiye göre, halihazırda Gaziantep’ten Suriye’ye yatırım ve ticaret amaçlı giderek Halep Ticaret Odası’na kayıtlı bulunan 25-30 kadar Gaziantepli işadamı bulunuyor. Söz konusu firmalar Suriye’de tekstil, gıda, kimya ve makine gibi alanlarda faaliyet gösteriyor.

 

Berk, 2003’te Gaziantepli Akteks firmasının Suriye’de yatırım yapmasıyla başlayan sürecin 2005-2006 yıllarında hızlandığını ve bu ülkeye gittikçe artan bir ilgi oluştuğunu söylüyor. Berk’e göre bu ilginin kaynağında, ticaret ve yatırımın geliştirilmesi konusunda Suriye devletinin yaptığı bazı atılımlar ve mevzuatın iyileştirilmesi ile bürokrasinin azaltılması, girdi ve işgücü maliyetlerinin ucuzluğu, sağlanan bazı teşvikler ve Türkiye’ye yakınlık gibi etkenler bulunuyor. Tabii Türkiye-Suriye arasında 2007 yılı başında yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşmasıyla tesis edilen güven ortamını da unutmamak gerekiyor.

 

Suriye Ticaret Ofisi’nin verdiği hizmetler arasında, bilgi taleplerinin yanıtlanması, Suriye’yle ticaret konusunda bilgilendirme, firmaların karşılıklı tanıtımı, yayın ve dokümantasyon, tanıtım toplantıları ve işbirliği organizasyonları bulunuyor.

 

SURİYE’DEKİ İLK TÜRK YATIRIMCISI

Gaziantep kökenli Akteks, Suriye pazarına 20 yıl önce girmiş. Halep’teki fabrikasında iplik üreten Akteks, ürünlerini buradan Ortadoğu pazarına ihraç ediyormuş. Ancak 2005’te talihsiz bir olay yaşanmış ve Akteks’in 2 fabrikası tamamen yanmış. 2006’da yeniden üretime geçen firma, halen Suriye de akrilik iplik ve polipülen iplik üretiyor. Yıllık cirosu ise 20-25 milyon dolar arasında.

 

Akteks Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Mutafoğlu, yatırım için Suriye’yi tercih etmelerine gerekçe olarak gümrük muafiyetini ve Arap ülkelerine vergisiz mal satabilme imkanını gösteriyor.

Mutafoğlu, Suriye’deki ilk Türk firması olarak bu ülkede birçok ilke imza attıklarını vurguluyor : “ Suriye şirketlerinde sigorta, yemek, servis yoktu. Hepsini biz başlattık. Yatırım yaptığımız yıllarda herkesin gözü üzerimizdeydi. Her şeyin en güzelini yapmaya çalıştık; ülkemize halel getirmedik. Bilenlerin hepsi yatırım yapmadan önce bizi arıyor. ”

 

Mutafoğlu, Suriye’de yatırım yapmak isteyenlere Halep’i araştırmalarını tavsiye ediyor. Yatırım için Halep’i, ticaret içinse Şam’ı öneren Mutafoğlu, son yıllarda Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin iyileşmesi ve vizenin kalkmasıyla çok sayıda Türk şirketinin bu bölgeye odaklandığını söylüyor. Mutafoğlu’na göre, vize kalkınca daha fazla gidip gelmeler başladı : “ Vizenin kalkması en çok Gaziantep in faydasına oldu. Bazı şirketler ayakta kalacaksa bu Suriye’nin sayesinde olacak. Çünkü son aylarda Gaziantep te çok sayıda Arap plakalı otomobil görünmeye başladı. Şehirdeki alışveriş merkezleri dahi bu işten çok fayda görecek. Gaziantep bu işin nimetlerinden daha fazla faydalanacak gibi gözüküyor. Günlük ticaret bazında Türkiye, yatırım bazında Suriye kazanacak. Suriye de hâlâ vergi indirimi ve enerji indirimi var, işçilik düşük. Ama arsa fiyatları Türkiye’yle aynı. ”

 

TİCARET YAPMAK ÇOK KOLAY

Mehmet Ali Mutafoğlu, Suriye’yle ticaret yapmanın çok kolay olduğuna söylüyor. “ Bu iş için bir ofis kurmak yeterli ” diyor. Mutafoğlu’na göre, girişimciler karar vermeden önce Suriye Ticaret Ofisi ve Suriye Yatırım Ajansı’na danışmalı. Nereye yatırım yapılacağına ve hangi alanda yatırım yapılacağına iyi karar verilmesi gerekiyor. Mutafoğlu, şu bilgileri veriyor : “ Halep Şeyh Nacar Organize Bölgesi, Gaziantep in, 4 organize sanayi bölgesinden daha büyük. Bu bölgeyi tekstil, gıda, kimya gibi alanlara böldüler. Yani iplikçi gidip de gıdacının yanında yatırım yapamaz. Gıda işi yapacaksanız gıdacıların yanında yatırım yapacaksınız. Yatırımın yapılacağı esas yer Halep. Şam da daha çok ticaret yapılıyor. Tekstilde çok iyi değilseniz Suriye de yatırım yapmayın. Çünkü pamuk ve ilgili sektörde çok iyiler. Ama gıdayla ilgili her yatırım yapılabilir. Mobilya ve eğlence sektörleri de yatırım yapılacak alanlar. ”

 

LAZKİYE’DE TURİZM YATIRIMI

Suriye, turizmde Türkiye’nin deneyimlerinden yararlanmak istiyor. Bunun için de Türk firmalarını yatırıma davet ediyor. Suriyeli yetkililer, Turizm Yatırımcıları Derneği yetkililerini ülkelerine davet etti. Önümüzdeki günlerde Türkiye’den bir heyetin bu ülkeye gidip Şam ve Halep’te otel projelerini incelemesi bekleniyor. Ancak turizm yatırımlarında son dönemde atağa geçen asıl bölge Suriye’nin Akdeniz’e kıyısı olan sahil kenti Lazkiye ...

 

Lezkiye’de, başta uluslararası otel zincirleri olmak üzere çok sayıda yatırımcı tatil köyü projeleri için yarışıyor. Ancak bu yarışta ipi önce bir Türk firması, Dedeman göğüsledi. Şam, Halep ve Palmira’da 3 otelin işletmesini yapan Dedeman Grubu, son olarak Lazkiye’de yeni bir otel için daha el sıkıştı. Dedeman Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dedeman, ihaleyle söz konusu otelin işletmesini 12 yıllığına aldıklarını belirtiyor.

 

Murat Dedeman’a göre Lazkiye, turizm yatırımcıları için önemli fırsatlar sunuyor. Çünkü henüz uluslararası otel zincirleri yaygın değil. Bu aşamada Türk turizmciler ihalelere mutlaka katılmalı ve şanslarını denemeli. Suriye pazarına girmeden bir araştırma yaptıklarını ve potansiyelin kendilerine cazip geldiğini dile getiren Dedeman, “ Suriye’de Türk firmalarına daha sıcak ve sempatik bakılıyor ” diyor. Murat Dedeman, işletmesini aldıkları otelin doluluk oranıyla ilgili ise şu bilgileri veriyor : “ Biz Suriye’ye girdikten sonra otellerde Türk konuk sayısı üç misline çıktı. Bu otellerden yıllık ciro beklentimiz 70 milyon dolar. Bu yıl 35 milyon dolarlık kısmı bütçeye girecek. Toplam otel ciromuzsa 140 milyon dolar. Bunun 4’te 1’i Suriye’den gelmiş olacak. ”

 

Dedeman, Suriye’deki 3 oteli 40 milyon dolarlık yatırımla yenileyeceklerini söylüyor. Dedeman’ın Suriye’deki toplam oda sayısı son otelle birlikte 860, yatak sayısı ise bin 100’ü buldu.

 

VİZE KALKTI, TURİST AKTI

İki ülke arasında vizenin kaldırılması, özellikle sınırda karşılıklı gidip gelmeleri, akraba ziyaretlerini artırdı. Başta Gaziantep olmak üzere Şanlıurfa’ya, Mardin’e, Hatay’a adeta Suriyeli turist akını yaşanıyor. TÜİK verilerine göre, 2009’un ilk 11 ayında Suriye’den gelen turist sayısı 456 bin kişi oldu. Bu rakam 2008’in tamamında 200 bin civarındaydı.

 

Turizm alanındaki potansiyel, doğal olarak tur şirketlerinin ilgisini bu alana çevirdi. Suriye deki tarihi güzellikleri keşfetmek isteyenlere, 100-300 dolarlık hafta sonu veya dört günlük paketlerle Halep, Şam ve Humus gibi kentleri görme fırsatı sunuluyor. Bu turlarla ülkedeki tarihi mekanlar ve ticaret merkezleri ziyaret edilip alışveriş yapılabiliyor.

 

Antakya’dan Halep ve Şam’a konaklamalı ve günübirlik turlar düzenleyen VIP Turizm’e özellikle bahar aylarında taleplerin arttığı belirtiliyor. VIP Dış Turlar Direktörü Esra Tanoğlu, Suriye’nin antik çağlara uzanan tarihi, özgün mimarisi, camileri, kapalı çarşıları ve alışveriş imkanlarıyla seyahatseverlerin yıllardır yoğun ilgisini çektiğini hatırlatıyor. Tanoğlu, en yoğun ilgiyi Antakya’dan başlayıp Halep ve Şam’da devam eden turlar görüyor. Cuma ve pazar günleri tek gece Halep konaklamalı turlara katılım da artmış.

 

Hanları, hamamları ve medreseleriyle tarihi İpek Yolu’nun kilit şehirlerinden Halep; İsa peygamberin dilinin halen konuşulduğu, Hıristiyan dünyasının en eski kiliselerinin şehri kutsal Malula; çöl kraliçesi Zenoubia’nın UNESCO dünya mirası listesindeki şehri Antik Palmyra ve yaşayan en eski başkent Şam, turistlerin görmek istediği favori yerler arasında yer alıyor.

 

ALTYAPI PROJELERİNE BAKIYORUZ

Suriye pazarına siyasi yakınlaşma öncesinde giren diğer bir Türk firması da Çukurova İnşaat. Altyapı, ulaştırma ve inşaat projeleri yürüten firma, Suriye’de bir içme suyu projesi için yüklenici olmuş, ancak bu proje yakın zamana kadar askıya alınmıştı. Şimdi Türk Eximbank’tan sağlanan 200 milyon dolarlık krediyle yeniden hayata geçmeye hazırlanıyor.

 

İlişkilerdeki yakınlaşmanın ardından ticaretin canlandığını belirten Çukurova İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Burak Vardan, “ Şimdi bu ülkede yeni altyapı projeleri için bakınıyoruz ” diyor. Vardan, coğrafi yakınlık, kültürel benzerlik gibi faktörlerin Türk işadamlarının Suriye’deki işini kolaylaştırdığını düşünüyor. Ardından da Türk firmalarına yönelik yatırım çağrısının bizzat Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad tarafından yapıldığını hatırlatıyor.

 

ZENİTS’TEN E-DEVLET PROJELERİ

5 yıldır Suriye’de teknoloji ve bilişim alanında faaliyet gösteren Zenits Dış Ticaret, birçok bakanlığın e-devlet projelerini gerçekleştirdi. Bugün kadar 10 milyon euro değerinde 13 projeyi hayata geçirdi. Bazı projelerde yerel işbirlikleri de yapıyor. Zenits Dış Ticaret Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Türk-Suriye İş Konseyi Başkan Yardımcısı Sadık Yıldız, Suriye’nin altyapı yatırımları için Türkiye’nin yardımına ihtiyacı olduğunu ve her alanda işbirliğine açık olduğunu belirtiyor.

 

Yıldız’a göre, Suriye global ekonomiye entegre olmaya çalışıyor. Bu nedenle yatırım ortamını iyileştirmek için birçok yasal düzenleme yapıyor. Türk yatırımcılar bu pazarda daha avantajlı. Çünkü Başkan Esad’dan başlayarak tüm yetkililer Türk şirketlerine pozitif yaklaşım içinde. Olumlu mesajlar veriyorlar. Gerçi projeler ihaleyle veriliyor. Buna karşılık, bazen üst düzey devlet yetkililerinin inisiyatifi söz konusu olabiliyor. Bu durumda da Türk şirketleri tercih ediliyor. Suriye’de Türk firmaları için belli sanayi bölgeleri oluşturulduğuna işaret eden Yıldız, bu bölgelerde 10 yıl vergi muafiyeti tanındığını vurguluyor. Yıldız’a göre, Suriye’de yatırım yapılabilecek bakir alanlar sağlık, gıda, perakende, bankacılık. Aslında hemen her sektörde yatırım ihtiyacı bulunuyor. Yıldız, Türk girişimcilere, Suriye’de her yıl düzenlenen fuarlara mutlaka katılmalarını öneriyor.

 

Karamancı Holding bünyesindeki Superlit Boru, Suriye’nin özellikle altyapı projeleri için boru tedarik ediyor. Superlit CTP boruları; içme suyu, sulama, atık su, kanalizasyon, enerji, mikrotünel ve proses sistemlerinde kullanılıyor. Superlit Boru Sanayi Direkörü Yekta Küçüköztürk, Suriye’ye 1989 yılından bu yana boru sattıklarını, yaklaşık 80 milyon dolarlık 29 sulama projesinde tedarikçi olduklarını söylüyor. Bunlar arasında en dikkat çekici olanı ise 6 bin 800 hektarlık alanın sulamasını sağlayan Bab-Tadef projesi. Bu aynı zamanda Suriye’nin ilk uluslararası anahtar teslimi sulama projesi.

 

Yekta Öztürk, yatırımcılara faaliyet alanlarıyla ilgili Suriye kanunlarını iyi analiz etmelerini, ilgili devlet kurumları ve özel şirketlerle yakın ilişki kurmalarını, kontrat aşamasında her maddeyi iyi incelemelerini, geçmiş yıllara ait satış analizlerini iyi yapmalarını ve Suriyeli güçlü bir partnerle birlikte hareket etmelerini tavsiye ediyor.

 

Şam’da ilk şubeyi İş Bankası açıyor

Suriye’de iş yapan Türk firmalarının en büyük sıkıntılarından biri, ülkede Türk bankalarının olmaması. Vizenin kaldırılmasının ardından, iki ülkenin banka yöneticileri, Suriye’de finans alanında işbirliği çalışmalarını masaya yatırmıştı. Bu görüşmelerin ardından Suriye’de şube açma kararı ilk olarak İş Bankası’ndan geldi.

 

İş Bankası, Suriye’nin başkenti Şam’da temsilcilik açmak için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) gerekli izinleri aldığını açıkladı. Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank da bu konuda incelemelerini sürdürüyor.

 

Suriye’de yatırım düşünenlere tavsiyeler

1- Mutlaka sözleşme imzalayın ve mahkemelerin uzun süreceğini hesap ederek tahkim maddesini koyun.

2- Peşin veya bankalar aracılığıyla çalışın.

3- Öncelikle güvenilir ve güçlü yerel bir temsilci bulun.

4- Karşılaşacağınız tüm sorunları, Türkiye Büyükelçiliği veya Şam ya da Halep şehirlerindeki ticaret ataşeleriyle paylaşın.

5- Suriyeli temsilcinize mutlaka ithalat veya pazarlamada hedef belirleyin ve teşvik edin.

6- Şirket kurma, mağaza açma ve yatırım yapma gibi konularda mutlaka yerli bir avukat ya da bir muhasebeciyle çalışın.

7- Sabırlı olun ve zaman kavramının Ortadoğu’da farklı algılandığını unutmayın.

8- Etnik, dini ve siyasi konularda hassas davranın.

9- Markanızın Suriye’de tescil edilmesini sağlayın.

10- Suriye’de distribütör ya da bayiniz olsa bile ürününüzün veya markanızın durumunu yapacağınız ziyaretlerle kontrol edin. Bunu yapmazsanız ürününüzün veya markanızın Suriye’de taklit edildiğini anlayamazsınız.

Kaynak: Suriye Yatırım Ajansı

 

Suriye’de en çok talep gören Türk ürünleri

Çimento, Özel amaçlı taşıtlar, Beton karıştırıcılar, İtfaiye araçları ve aksamları, Makine ve aksamları, Mermer, Çeşitli kablolar, İnşaat malzemeleri, Kimyasal ürünler, Beyaz eşyalar, Mobilyalar, Hazır giyim ve konfeksiyon ürünleri, Ambalaj makineleri, Gıda işleme tesisleri

Kaynak: Suriye Yatırım Ajansı

 

Erkan Kızılocak ın haberi/Para Dergisi

www.patronlardunyasi.com / 18.02.2010

 
 SON 15 HABER
Solarex İstanbul | Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı 2018 ...
Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerji santralı, Yüzen Enerji ...
Kayseri Şeker Güneş Enerji Santrali Yatırımlarına Devam Ediyor ...
Güneş Enerjili Telefon Şarjı & Wi-Fi ...
Türk yatırımcılara çağrı, Türkiye gelsin burada bir şehir verelim hemen elektriğini üretmeye başlasın ...
Elektrik üretimi ekimde yüzde 7,4 arttı ...
BP güneş yatırımlarına Lightsource ile geri dönüyor ...
Güneş Enerjili Aşı / İlaç Dolabı ve Takibi ...
Türkiye nin GES gücü artıyor ...
En büyük çatı üstü ince film GES i Türkiye de ...
Rüzgar ve güneş enerjisinin bir arada kullanılacağı  hibrit enerji santrali için ...

Güneş enerjili akıllı pencereler enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayabilir ...

Fransa rüzgarda 12 GW ı, güneşte 7,5 GW ı aştı ...
OSB LERE GÜNEŞ DOĞDU ...
Elektrikli araç şarj istasyonu kurmak için lisans gerekmeyecek ...
 
 
 
Anasayfa
Hakkımızda
Ürünler & Hizmetler
Danışmanlık
Mühendislik
Proje Geliştirme
Uygulama
İşletme - Bakım
Genel Bilgiler
SSS / Sıkça Sorulan Sorular
Dosya / Makale / Sunum
PV Fabrikası Yatırım Danışmanlığı
Hangi Panel / Teknoloji Seçimi
Feed in Tariff / FIT nedir ?
Emisyon Ticareti - Karbon Borsası
1 MW altı Keşif ve Proje Geliştirme
Yasal Uyarı
Linkler
İletişim
 
 
 
Mail listemize kaydolun.
Ad Soyad:
Email: