Politikacı gözüyle Kopenhag ...
 
 

Kopenhag’daki iklim zirvesi çevrecilerin küresel ısınmaya dikkat çektiği bir arena olsa da zirvenin asıl ev sahipleri politikacılar. Bilim insanları ve sivil toplum örgütlerinin ortaya koyduğu veriler, politikacılar tarafından yürütülen müzakerelerde ülkelerin sorumlulukları haline geliyor. Bu hedeflere nasıl ulaşılacağı, hangi mekanizmaların kullanılacağı, Kyoto’da belirlenen yöntemlerde ısrar edilip edilmeyeceği Kopenhag İklim Zirvesi’nin merakla beklenen çıktıları arasında. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapan milletvekillerinden hem görüşmeleri değerlendirmelerini istedik hem de Türkiye’nin iklim politikaları hakkındaki görüşlerini sorduk.

***

“2012’den sonra enerjide devrim olacak”

Prof. Dr. Mustafa Öztürk - AKP Hatay Milletvekili

TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili

 

2050 yılına kadar atmosfere atılan seragazı miktarı yüzde 50 oranında azaltılmak zorunda. Bu indirimin büyük bir bölümü gelişmiş ülkeler tarafından yapılacak. Örneğin, ABD 2005 yılını baz alarak, 2020’ye kadar yüzde 17, 2050 yılına kadar da yüzde 80 azaltmayı kabul ediyor. Ancak gelişmiş ülkeler seragazını azaltsa dahi, Çin, Hindistan ve Meksika gibi ülkelerde geleceğe dönük azaltım politikaları olmazsa karbon salımı yine artacak. Böylece CO2 konsantrasyonu 450 ppm’in üzerine çıkacak, yani ortalama sıcaklık artışı 2 dereceyi geçecek ve doğal denge anormal bozulacak. Bu nedenle 450 ppm’i geçmeden önlem almak zorundayız. Çin, baz yılını konuşmak kaydıyla 2050’ye kadar yüzde 30-40 azaltmayı kabul ediyor ama gelişmiş ülkelere sizin tarihsel sorumluluğunuz var, finansal ve teknolojik destek vermek zorundasınız diyor. Ben Türkiye’nin de benzer bir politika izlemesini istiyorum. Tarihi sorumluluğu gündeme getirerek bir baz yılı belirleyip, Çin’i, Brezilya ve AB ülkelerini de iyi takip ederek bir hedef ve azaltım yılı söylemesi lazım.

 

Türkiye fırsatlar ülkesi, karbon yoğun üretimden karbon az yoğun üretime geçelim. Yeni teknoloji ve enerji yatırımlarında yeni modeller devreye girer. Ulaşımda yük ve yolcu taşımacılığı karayolu ağırlıklı yapılıyor. Bunu demir ve deniz yoluna paylaştırsak seragazlarını yüzde 50 azaltırız. Binaları yalıtır 80 milyon tona yakın seragazı salımı önlenir. Çöplerimizi depoluyoruz, geri dönüşüme geçsek yüzde 10’a yakın seragazı azalır. Hedef politikamız olacak, böyle bir çalışma yapıldı mı; herhalde yapılmıştır. Bir ‘baş müzakereci’ de atamak zorundayız. Altında yönetim birimi olacak, bundan sonraki süreci, kaynak ve teknoloji transferlerini, raporlamaları, uluslararası izlemeyi bu birim üzerinden yürütürsek işlerimiz hızlı ve seri olur. Çevre Bakanlığı’nın emrinde böyle bir birim oluşturulabilir.

 

Kopenhag’da önemli gelişmeler sağlanacak ama sonuç alınacağını sanmıyorum. Kyoto’ya taraf olduğumuzda bir yükümlülük gelmeyecek dedik ama 2012’den sonra yükümlülük gelmeyecek diyemeyiz. Hazırlıklı olup, bunu fırsata çevirmeliyiz. 2012’den sonra enerjide devrim olacak. Rüzgardan güneşe, enerji verimliliğinde ciddi atılımlar yapılacak. Minimum enerjiyi maksimum kullanma dönemi başlayacak.

***

İşleri sadece piyasaya bırakmamalı

Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu - CHP Uşak Milletvekili

AB Uyum Komisyonu Üyesi

 

Hükümet, Kopenhag’daki toplantıya ciddi bir hazırlıktan yoksun olarak katılıyor. Toplantıda, hükümetimizin genel söyleminin, ‘iklim değişikliğinin nedeni olan sera gazı salımı, gelişmiş ülkelerin yarattığı sorundur; biz gelişmekte olan ülkelerin bu sorun için yükümlülük altına girmemiz hem kaldıramayacağımız maliyetleri ortaya çıkarır, hem de ekonomik gelişme hızımızı keser’ olacağı anlaşılıyor. Yeri geldiği zaman G-20 ülkesi olmakla, Ortadoğu’nun, Balkanlar’ın ve Kafkaslar’ın en güçlü ülkesi olmakla övünen hükümetimizin bu kadar pasif ve reaktif değil proaktif ve belirleyici olması beklenirdi. Toplantıda alınacak kararları etkileyebilecek somut ve savunulabilir güçlü öneriler geliştirmiş olması, önerileri doğrultusunda etrafındaki ülkeleri örgütleyip Kopenhag’da ciddi bir ağırlık oluşturması beklenirdi.

 

Tartışmalar sadece konacak salım hedefleri, ülkelere uygulanacak salım sınırlamaları ile karbon ticareti (piyasası) oluşturmak üzerine odaklanmış durumda. Salım sınırlarının belirlenmesi ve karbon piyasasına ilişkin, “sınırla-al-sat” mekanizmasının uygulanmasına ilişkin üç sorun veya zorluk var: sınırların belirlenmesi, bir ülkede salımın sınırı geçip geçmediğinin güvenilir ölçümünün sağlaması, sınırı geçtiği halde “izin satın alma” yapmayan ülkeye uygulanacak cezanın belirsizliği. Dolayısıyla, işleri sadece piyasaya bırakmak yerine, sadece sonuca – yani, salıma – odaklanmak ve buna uygun politikalar geliştirmeye yönelik bir gündem hem genel olarak dünyamız hem de ülkemiz için daha anlamlı, uygulanabilir ve yararlı olur. Örneğin, karbon salımının önde gelen nedenlerinden birisi olan enerji sektöründe, gerek temiz kömür teknolojisi gerekse yenilenebilir enerji teknolojileri üzerine ayrılacak kaynaklar ve Ar-Ge faaliyetleri ön plana çıkarılabilir. Ülkemizde yenilenebilir enerji teknolojilerine ve yatırımlarına teşvik getirmeyi amaçlayan beş milletvekili tarafından hazırlanmış bir kanun teklifi TBMM gündeminde olduğu halde, maalesef görüşülmesi hükümet tarafından engellenmektedir. Türkiye Kopenhag’a sadece “bize para verin de karbon salımımızı azaltalım” diye zavallı bir hedefle değil, daha iddialı ve vizyoner bir dizi hedefle gitmeli. Türkiye, salım sınırlarının belirlenmesini ve karbon piyasası ile sınırlı gündemi etkilemek için ağırlığını koyabilirse başarılı olabilir.

***

“Kopyala yapıştır yapıyoruz”

Hakan Coşkun - MHP Osmaniye Milletvekili

Çevre Komisyonu Üyesi

 

Kyoto’ya imza atmış ülkeler sanayileşme sürecini tamamlamış ülkeler. Türkiye henüz sanayileşme sürecini tamamlamadı, alınacak yükümlülüklerin bu sürece engel teşkil etmemesi lazım. Çevreyi biz kirletmiyoruz, en az kirleten ülkelerden biriyiz. Çevreyi kirletenler gelişmesini tamamlamış ülkeler. Tarımda ve sanayide altyapı çalışmaları tamamlanmadan, AB istiyor diye, hiçbir şey müzakere edilmeden önümüze bir metin konursa başta üreticiler etkilenecek. Böyle olursa üreten değil tüketen bir toplum oluruz bu da her şeyin sonu olur. Çevreyi kirletmemek için herkes önlem alacaktır ancak uygulamanın nasıl yapılacağı, hangi kaynakların kullanılacağı, ödeneklerin nasıl sağlanacağının belirlenmesi gerekir. Kendi modelimize uydurmuyoruz, kopyala yapıştır yapıyoruz. Henüz ABD bile sürece tam dahil olmadı. Çevre Komisyonun’da bilgilendirme toplantıları düzenlendi ama yeterli düzeyde değil. Kyoto öncesi de bir bilgilendirme oldu ama çekincelerimize yanıt alamadık.

***

Karbonsuz topluma geçiş beklemez

Endüstrileşme öncesi döneme göre ortalama sıcaklıktaki artış 2 derecenin altında tutmak isteniyorsa küresel emisyonların 2015-2020 yılları arasında zirve yapıp ardından hızla düşmeye başlaması gerekiyor. İklimi denegelemek ve karbonsuz bir toplum yaratmak için CO2 ve diğer seragazlarını bu yüzyıl içerisinde sıfır emisyon düzeyine ulaştırmak şart. Bunun için de kişi başına düşen karbon emisyonlarını 2050 yılına kadar yılda 1 tonun altına çekmek gerekiyor. Dünya ortalaması 4 tonun altında. Bu hedefe ulaşmak gelişmiş ülkeler için 2000 yılına göre yüzde 80-90 oranında azaltım yapmaları anlamına geliyor.

***

Deniz seviyesi yükselişi kaçınılmaz

2100 yılına gelindiğinde deniz seviyesindeki artışın 1 metreyi geçeceği, o tarih için belirlenen en yüksek üst değerin de 2 metreyi bulabileceği belirtliyor. Küresel sıcaklık dengelense bile deniz seviyesindeki artış önümüzdeki yüzyıllarda devam edecek ve birkaç metreyi bulacak.

http://ozgurgurbuz.blogspot.com / Kopenhag İklim Zirvesi / 10.12.2009

-.-

MUSTAFA ÖZTÜRK

Türkiye Büyük Millet Meclisi 23. Dönem Milletvekili

HATAY

Mustafa Öztürk, 9 Ağustos 1953 te Hatay Dörtyol da doğdu. Baba adı Veli, anne adı Hayriye dir. Kimya Yüksek Mühendisi ve Öğretim Üyesi; İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi ni bitirdi. Doktorasını İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü nde tamamladı. Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü nde yardımcı doçent olarak göreve başladı. 1995 te profesör oldu. YTÜ Çevre Mühendisliği Bölümünde Çevre Anabilim Dalı Başkanlığı ve Çevre Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüttü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gayri Sıhhi Müesseseler Kurulu Başkanlğı yaptı. Çevre ve Orman Bakanlığı nda Çevreden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı oldu ve AB izleme çalışmalarında odak noktası olarak projelerinin kıdemli yürütücülüğünü üstlendi. Çevre konusunda uluslararası ve ulusal dergilerde yayınlanmış 50 nin üzerinde makalesi, bildirisi ve 5 adet kitabı bulunmaktadır. 23. Dönem de Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi oldu. Çok iyi düzeyde İngilizce bilen Öztürk, evli ve 2 çocuk babasıdır.

www.tbmm.gov.tr / Aralık 2009

 

OSMAN COŞKUNOĞLU

Türkiye Büyük Millet Meclisi 22. Dönem Milletvekili

UŞAK

Osman Coşkunoğlu, 7 Mart 1947 de Ankara da doğdu. Babasının adı Kamil Tuğrul, annesinin adı Elif tir. Endüstri Mühendisi ve Öğretim Üyesi; Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü nü bitirdi. Yüksek lisansını ODTÜ de aynı bölümde, doktorasını Georgia Institute of Technology de endüstri ve sistem mühendisliği alanında tamamladı. İllinois Üniversitesi nde Öğretim Üyesi olarak görev yaptı. Illinois Üniversitesi Senato Üyeliği ve Mühendislik Fakültesi Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Profesörlük unvanını aldı. Uluslararası Kuruluşlarda Danışmanlık, Milano Üniversitesi nde Öğretim Üyeliği yaptı. ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü nde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. Sosyal Demokrasi Derneği Başkanlığı görevini üstlendi. 22. Dönem Uşak Milletvekili. 23. Dönem de Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi oldu. Çok iyi düzeyde İngilizce ve İtalyanca bilen Coşkunoğlu, evli ve 2 çocuk babasıdır.

www.tbmm.gov.tr / Aralık 2009

 

HAKAN COŞKUN

Türkiye Büyük Millet Meclisi 23. Dönem Milletvekili

OSMANİYE

Hakan Coşkun, 19 Kasım 1967 de Osmaniye Kadirli de doğdu. Babasının adı Tufan, annesinin adı Hürü dür. Ziraat Mühendisi; Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi ni bitirdi. Kahramanmaraş ve Aksaray da öğretmen olarak görev yaptı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı nda Ziraat Mühendisi olarak hizmet verdi. Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği ve Türk Kooperatifçilik Kurulu Üyeliği, Türk Tarım Orman-Sen Ankara 2 No lu Şube Sekreterliği, KAVAK Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Orta düzeyde İngilizce bilen Coşkun, evli ve 2 çocuk babasıdır.

www.tbmm.gov.tr / Aralık 2009

 
 SON 15 HABER
Solarex İstanbul | Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı 2018 ...
Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerji santralı, Yüzen Enerji ...
Kayseri Şeker Güneş Enerji Santrali Yatırımlarına Devam Ediyor ...
Güneş Enerjili Telefon Şarjı & Wi-Fi ...
Türk yatırımcılara çağrı, Türkiye gelsin burada bir şehir verelim hemen elektriğini üretmeye başlasın ...
Elektrik üretimi ekimde yüzde 7,4 arttı ...
BP güneş yatırımlarına Lightsource ile geri dönüyor ...
Güneş Enerjili Aşı / İlaç Dolabı ve Takibi ...
Türkiye nin GES gücü artıyor ...
En büyük çatı üstü ince film GES i Türkiye de ...
Rüzgar ve güneş enerjisinin bir arada kullanılacağı  hibrit enerji santrali için ...

Güneş enerjili akıllı pencereler enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayabilir ...

Fransa rüzgarda 12 GW ı, güneşte 7,5 GW ı aştı ...
OSB LERE GÜNEŞ DOĞDU ...
Elektrikli araç şarj istasyonu kurmak için lisans gerekmeyecek ...
 
 
 
Anasayfa
Hakkımızda
Ürünler & Hizmetler
Danışmanlık
Mühendislik
Proje Geliştirme
Uygulama
İşletme - Bakım
Genel Bilgiler
SSS / Sıkça Sorulan Sorular
Dosya / Makale / Sunum
PV Fabrikası Yatırım Danışmanlığı
Hangi Panel / Teknoloji Seçimi
Feed in Tariff / FIT nedir ?
Emisyon Ticareti - Karbon Borsası
1 MW altı Keşif ve Proje Geliştirme
Yasal Uyarı
Linkler
İletişim
 
 
 
Mail listemize kaydolun.
Ad Soyad:
Email: