Yenilenebilir enerjide yatırım planları, yabancıların ilgisi ...
 
 

 

“Yenilenebilir enerjide, yatırım planlayan 20 yabancı fon var”

Özellikle dağıtım özelleştirmelerinde yer alamayan yabancı oyuncular bu kez EÜAŞ’ın yakında başlayacak olan üretim özelleştirmelerini yakından takip ediyor, Türk şirketleriyle işbirliği imkanlarını arıyor. Yatırım finansmanında uzun yıllardır danışmanlık yapan kuruluşlardan Daruma Corporate Finance Enerji Finansman Müdürü Can Atacık, finansman konusunda enerji sektörünün yükselen bir trend içinde olduğunu ve bu açıdan ilk üç sektör arasına girdiğini söylüyor.

 

Türkiye pazarının yabancı enerji devleri açısından cazibesinin arttığını belirten Atacık, enerji alanında Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen 20’den fazla uluslararası fonun arayış içinde olduğunu belirtiyor. Bunun büyük bölümünün rüzgar, hidrolik gibi projeler olduğunun altını çiziyor. Keza Atacık, YEK’in çıkması sonrasında, yenilenebilir enerji projelerinin finansmanın daha kolay hale geldiğini belirtiyor. Keza finansal kuruluşlar açısından proje finansmanı için gereken alım garantisi yasal güvenceye kavuşmuş oldu. 15 Haziran’da başlayacak ICCI’da “Enerji Projelerinin Finansmanında Geçtiğimiz Seneye Bakış, Önümüzdeki Seneden Beklentiler” başlıklı bir sunum da yapacak olan Atacık, ICCI öncesinde Yeşil Ekonomi’ye enerji piyasasındaki son durumu, yabancı fonların ilgisini, finansman imkanlarını anlattı.

 

Daruma ne demek? Herkes sizi yabancı bir şirket olarak biliyor.

 

Daruma 10 yıldır faaliyet gösteren bir Türk şirketi. İsmi bir Japon felsefesinden geliyor. Tutkuyla, inançla ve disiplinle bir şeyi yaparsanız ancak o zaman başarıya ulaşabilirsiniz anlamına geliyor. Şirketimizin 4 kurucu ortağı var ve 20 kişilik bir ekibiz. Çoğumuz finans ve işletme kökenliyiz. Ben ABD’de okudum örneğin.

 

Siz, şirketlere para mı veriyorsunuz, para mı buluyorsunuz?

 

Finansal danışmanlık hizmeti veriyoruz. Biz finansmana aracılık ediyoruz. Hem Türk, hem yabancı müşterilerimiz var. Müşterilerimize finansman için ihtiyaçları olan her kalemde yardımcı olabiliyoruz. Bu sadece tanıştırıp aracılık etmek değil, bizim yaptığımız bir projede finansmanın yapısını oluşturmak, ne kadar borç, ne kadar özkaynak olacağına karar vermek. Ondan sonra o yapıyı icra etmek. Bankalar da arada bir danışman olmasından memnunlar. Çünkü süreç daha hızlı ilerliyor. İşten anlayan bir ekip, bunu takip ettiği zaman daha hızlı ilerliyor.

 

Müşterilerimize bizimle erken çalışmalarını öneriyoruz. Çünkü biz projelerin “bankable” yani bankalar tarafından finanse edilebilir hale getirilmesine yardım ediyoruz. Baştan teknik çalışmalarının, türbin yatırımlarının ve fizibilite çalışmalarının doğru yapılması önem taşıyor. Bunlar olursa finansman olanakları daha iyi oluyor.

 

Hangi bankalarla çalışıyorsunuz?

 

Yurtdışından iki bankayı münhasıran temsil ediyoruz. İki banka Türkiye’de sadece bizim üzerimizden finansman sağlıyor. Bunlardan biri, Almanya’nın en büyük devlet bankası olan Landesbank Baden- Wuerttemberg. Diğeri Amerikan M&T Bank. Özellikle ABD’den makine ve ekipman gerektiren projelerin finansmanında bu Amerikalı banka ile çalışıyoruz. Bunun dışında da yerli, yabancı tüm bankalarla, finansal kuruluşlarla çalışıyoruz.

 

Bu iki bankanın ayrıcalığı nedir peki?

 

Bu iki bankanın ayrıcalığı bize güvendikleri için münhasır temsil yetkisi verdiler. Ama o bankaların önerdiği çözümler en uygunu olmazsa finansmanı başka bankalardan temin ediyoruz. Her türlü finansman kurumuyla çalışıyoruz. Tüm finansal kuruluşlarla ilişkimiz olduğu için en uygun kanalı kullanıyoruz. Bunların içinde özel girişim sermaye fonları denilen private equity fund’larla da ilişkimiz var. Bunun dışında Avrupa Kalkınma Bankası (EBRD), Dünya Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı gibi kuruluşlarla da çalışıyoruz.

 

Gözde sektörleriniz var mı?

 

Daruma, olarak her sektöre hitap ediyoruz. Elbette bazı sektörlerde biraz daha öne çıktık. Biri sağlık sektörü oldu. Sağlıkta tüm bilinmiş hastane gruplarına danışmanlık verdik. En son Universal Hastaneler Grubu’na danışmanlık hizmeti verdik. Medikal Park ile çalıştık. Memorial Hastaneler Grubu ile çalıştık. Diğer önemli sektör ise enerji oldu. Bu alanda 3.5 yıldır oldukça aktifiz.

 

Yenilenebilir projelerin ağırlığı ne durumda?

 

Enerjide, tabi ki furya yenilenebilir enerjiye yönelik oldu. Biz de oraya odaklandık. Ama bunun dışında yerli kömüre dayalı santral yatırımlarına çok odaklandık.

 

Proje finansmanı ne ölçüde yaygın?

 

Proje finansmanı dediğimiz şey; aslında sadece o proje sahibi firmanın kefaletini ve nakit akışını temlik alarak yapılan finansman yapısından oluşuyor. Dışarıdan bir şahıs yada holdingin veya bankanın teminatı olmadan sadece o projenin finanse edilmesi demek. Türkiye’de henüz bu yapılmıyor. Çok sınırlı. Şimdi bir bakıma İngilizcede “limited records” dedikleri “sınırlı kefaletli finansman” yapılmaya başlandı. Bu modelde inşaat dönemi artı bakiyenin belli miktarı ödeninceye kadar ana firmanın kefaleti alınıyor. Bu haliyle bile proje finansman modeli kriz öncesinde yoktu. 2009’da krizin etkileri çoktu, 2010 yılında ise likiditenin artmasıyla esnemeye başladı. Bankalar da enerji projelerine ısınmaya başladılar. Mevzuattaki zayıflık düzeldi. Yabancı bankalar da Türkiye’de bu modeli uygulama konusuna daha sıcak bakıyor.

 

Bankalar en çok ne arıyor, finansman kriterleri nedir?

 

En önemli kriter projelerin maliyetinin garanti altına alınması. Bankalar, kredi verirken projenin başlangıç maliyetinin ilerleyen zamanlarda artması durumunda yatırımcı şirketin bunu karşılayabileceğine emin olmak istiyor. İkincisi, bankalar projenin işletme giderlerini garanti altına almak istiyor. Burada yenilenebilir enerji projeleriyle termikler arasındaki fark da ortaya çıkıyor. Örneğin yenilenebilir enerji projelerinde işletme giderlerinin payı belli. Rüzgar ve su bedava zaten. Termik santrallerde ise uzun vadeli kömür ve doğalgaz anlaşması şartı aranıyor. Finansman sağlayan banka, nakit akışından emin olmak istiyor. Türkiye’de ise çok uzun vadeli kömür anlaşmaları yok. Üçüncü kriter olarak da yatırım tamamlandıktan sonra satış gelirlerinin garanti altına alınması isteniyor. Yani banka, yatırımcı şirkete, “ürettiğin elektriği kaça satacaksın” diye soruyor. Çünkü DUY piyasasında elektrik fiyatları çok inişli çıkışlı bir seyir izliyor. Çok düştüğü de olabiliyor. Yurtdışında örneğin 10-15 yıllık ikili anlaşmalar yapılıyor. Elektrik üretim şirketiyle tüketiciler arasında ve fiyat da haliyle, dalgalanmalardan korunuyor. Türkiye’de serbest tüketicilerle yapılan ikili anlaşmalar henüz yeni başladı ve bunun da süresi 1-2 yılı geçmiyor.

 

Peki, YEK’in bu anlamda katkısı ne oldu?

 

İşte YEK onun için çok önemliydi. Alım fiyatları biraz daha yüksek olabilirdi. Örneğin türbin ve diğer ekipman teknolojisi pahalı. Ayrıca Euro’dan dolara geçmenin zorluğu var. Rüzgar santrallerinde tedarikçilerin çoğu euro ile çalışıyor çünkü. İnşaat kontratları da hep euro bazında yapılıyor. Tahsilat ise TL cinsinden oluyor. Alım fiyatının düşüklüğü, birçok projenin finanse edilememesine yol açtı. Hidrolik santrallerde ise, yatırım maliyetleri daha düşük olabilirken, Çin türbinleri tercih ediliyor.

 

Proje maliyetinin ne kadarı finanse edilebiliyor?

 

Rüzgarda verimliliği çok iyi olmayan projelerin finansmanı güçleşti. Kaldırabileceği borç seviyesi azaldı. Daha fazla özkaynak gerekiyor. Örneğin kriz öncesinde yüzde 20 özkaynak, yüzde 80 kredi bulunabiliyordu. Bankalar rekabet ediyorlardı. Şimdi özkaynak şartı yüzde 30’a çıktı. Ve bankalar, yatırımcı şirketin rasyoları sağlam olsa bile özkaynak şartı istiyor.

 

Peki bu yatırımları nasıl etkiliyor?

 

Daha fazla özkaynak şartı, aslında sermayenin verimsiz kullanıldığı ortama dönüşüyor. Örneğin 50 milyon dolar özkaynakla 150 MW’lik enerji projesi yapabilecekken, şimdi 110 MW’lik santral yatırımı gerçekleştirilebiliyor. Türk şirketleri çok fazla iş yapmak istiyor ama az özkaynak kullanmak istiyorlar. Daha fazla finansman kullanmak istiyorlar.

 

Enerjide yeni birleşme veya satın alma bekliyor musunuz?

 

Enerjide yükselen trend var. Bu doğru ama bu yükseliş doygunluğa ulaşmaya başlıyor. Yine de hareketlilik azalmıyor. Daha az yeni proje geliyor. Lisans verilmesi azaldı. Konsolidasyon var. Dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinin ardından kimlerin gerçekten bir üretim portföyüne ihtiyacı olacağı daha belirginleşti. Bununla beraber bazı büyük oyuncular “ben dağıtıma girmeyip sadece üretici, büyük oyuncu olarak kalacağım” dedi. Onlar devam ediyor. Diğer taraftan sadece trend olduğu için yada başka yatırım alanları cazip olmadığı için enerjiye giren ama uzun vadede kalmak istemeyenlerin çıkışını görüyoruz. Enerji projelerinde al-sat hareketi sürüyor. Konsolidasyon yaşanıyor. Küçük oyuncular yavaş yavaş çıkıyor.

 

Yabancıların ilgisi ne durumda?

 

EÜAŞ’ın üretim özelleştirmeleri yakında başlayacak. Büyük yatırımcıların çoğu aslında sermayelerini mobilize etmiş durumdalar. Dolayısıyla bu tür büyük yatırımlara girdikleri zaman yanlarında bir finansal ortak arıyorlar. Biz onlara yardımcı olabiliriz. Bununla beraber, birçok yabancı finansal yatırımcı bizim kapımızı çalıyor. Özelleştirme projelerine ilgi duyuyorlar. Hangi ortaklarla girebiliriz diye bize danışıyorlar. Enerjide piyasaya girmek isteyen çok büyük fonlar var. Sadece termik santrallere yada sadece yenilenebilir enerjilere ilgi duyan çok aktif fon var. Bunların sayısı 20’yi geçiyor. Global fonlar, büyümekte olan ülkelere bakıyorlar. Türkiye piyasası cazibe kazandı. Bununla beraber daha fazla ilgi göstermeye başladılar. Can Atacık

Daruma Corporate Finance / Enerji Finansman Müdürü

www.yesilekonomi.com

13.06.2011

 

 
 SON 15 HABER
Solarex İstanbul | Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı 2018 ...
Türkiye’nin ilk yüzer güneş enerji santralı, Yüzen Enerji ...
Kayseri Şeker Güneş Enerji Santrali Yatırımlarına Devam Ediyor ...
Güneş Enerjili Telefon Şarjı & Wi-Fi ...
Türk yatırımcılara çağrı, Türkiye gelsin burada bir şehir verelim hemen elektriğini üretmeye başlasın ...
Elektrik üretimi ekimde yüzde 7,4 arttı ...
BP güneş yatırımlarına Lightsource ile geri dönüyor ...
Güneş Enerjili Aşı / İlaç Dolabı ve Takibi ...
Türkiye nin GES gücü artıyor ...
En büyük çatı üstü ince film GES i Türkiye de ...
Rüzgar ve güneş enerjisinin bir arada kullanılacağı  hibrit enerji santrali için ...

Güneş enerjili akıllı pencereler enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayabilir ...

Fransa rüzgarda 12 GW ı, güneşte 7,5 GW ı aştı ...
OSB LERE GÜNEŞ DOĞDU ...
Elektrikli araç şarj istasyonu kurmak için lisans gerekmeyecek ...
 
 
 
Anasayfa
Hakkımızda
Ürünler & Hizmetler
Danışmanlık
Mühendislik
Proje Geliştirme
Uygulama
İşletme - Bakım
Genel Bilgiler
SSS / Sıkça Sorulan Sorular
Dosya / Makale / Sunum
PV Fabrikası Yatırım Danışmanlığı
Hangi Panel / Teknoloji Seçimi
Feed in Tariff / FIT nedir ?
Emisyon Ticareti - Karbon Borsası
1 MW altı Keşif ve Proje Geliştirme
Yasal Uyarı
Linkler
İletişim
 
 
 
Mail listemize kaydolun.
Ad Soyad:
Email: