Adeta yılan hikayesine dönen ve her gün yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyen Yenilenebilir Enerji Kanunu’nun Değişikliğine Yönelik Yasa Teklifi (YEK) çıktı çıkacaktı derken, bir nevi sürpriz yaptı ve 2010 yılının son günlerinde TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Yasanın en dikkat çekici noktası ise yenilenebilir enerji kaynakları için verilecek alım garantilerinin birim fiyatlarının Euro/Cent yerine Dolar/Cent cinsinden belirlenmesi oldu.

Özellikle rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımcılarının beklediği kanunun ilgi çekici yanı da rüzgar enerjisinde Türkiye’den alım (türbin tedariki) yapıldığında verilecek ek teşvikler… Rüzgar enerjisinde elektriğin kilovatına 7.3 dolar destek veriliyor. Yerli alım durumunda ek olarak 3.7 dolar daha destek verilecek. Böylece toplam destek 11 doları bulacak. Güneş enerjisinin ise 2013 yılına kadar 600 megavata (MW) kadar şebekeye bağlanması kararı alındı.

RES yatırımcıları yasaya yönelik ‘yetmez ama kabul’ yorumunu yapıyor. Rüzgarda bekletilen projelerin hayata geçeceği öngörülürken, tek pürüzün Euro’dan Dolar kuruna geçilmesinde olduğu ifade ediliyor. Yatırımcılar genelde Avrupa menşeli tribünler ve mekanik tesisat kullandıklarını, bu uygulamanın da kur riski oluşturabileceğini düşünüyor.

Güneş ve biyokütle enerjisine desteğin dünyadaki rakiplerinin çok altında kaldığının altı çizilirken, yatırımcılar ‘güneş enerjisi açısından ölü doğmuş bir kanun. Bu haliyle hayata geçirilebilir ve rantabl değil’ değerlendirmesini yapıyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, YEK Değişiklik Teklifi’nin yasalaşması sayesinde Türkiye’nin kurulu elektrik gücüne 20 bin MW’lık bir ilave yapmanın olanaklı hale geldiğini ifade ediyor. Yapılan yasa değişikliği ile ortaya konan yeni alım garantisi rakamlarının, yatırımcı şirketlerin bankalara ve diğer kredi kuruluşlarına teminat olarak göstermek için sunacağı rakamlar olduğunu kaydeden Yıldız, “Bu konuda hiçbir endişeye düşmeyelim, piyasa bunu bu şekliyle regüle eder. Bakın, şu ana kadar yaklaşık 550 tanesi su, 93 tanesi da rüzgâr olmak kaydıyla yaklaşık 670 tane yatırımcının hiçbir tanesi bu fiyatlarla satmadı, serbest piyasaya bu fiyatların daha üzerinde sattı. O yüzden siz kaygı ve endişeye kapılmayın, ‘1 euro/sent daha, 1 dolar/sent daha fazla versek yatırımcı gelirdi.’ demeyin. Yatırımcımız bu fiyatlarla beraber yatırım yapar. İklim buna müsaittir, siyasi istikrar müsaittir, zemin müsaittir, o açıdan inşallah bütün bu yatırımlar yapılacaktır” diye konuşuyor.

EPDK Başkanı Hasan Köktaş’a göre de özel sektörün başlattığı yatırım seferberliği 2011’de devam edecek.

2011 yılının diğer yıllardan önemli bir farkının daha olacağını vurgulayan EPDK Başkanı; “Devreye alınacak yeni üretim tesislerinde yenilenebilir kaynaklara dayalı olarak yapılacak üretimin payı, ilk defa 2011’de diğer enerji kaynaklarından elde edilecek enerji miktarını geçecek. 2010 yılında %47 olan bu pay, 2011 yılında %50’yi aşacaktır” diye belirtiyor. RES yatırımcılarına bir müjdeyi de Köştaş veriyor ve Kasım 2007’de başvuruları alınmış olan rüzgar santrali projeleriyle ilgili sürecin Şubat ayı ortalarında ihale aşamasına geleceğini söylüyor.

Yeni yıla yeni yasa ile başlayan enerji sektörü yatırımcılarını 2011’de de oldukça yoğun bir gündem bekliyor.  2010 yılı sonuna doğru takvimi daha belirgin hale gelen elektrik üretim özelleştirme ihaleleri, 2011 yılında Türkiye enerji piyasasındaki faaliyetlerin önemli bir kısmını teşkil edecek. Buna ilaveten, İGDAŞ ihalesine ilişkin beklentiler de önümüzdeki yıla ait umutları destekliyor.

ENERJİ Dergisi ekibi olarak 2011’in herkes için ‘yeniliklerle dolu bir yıl’ olmasını diliyoruz…

Sema Soysal Zengin / Editör

www.enerjidergisi.com.tr